Yaşamımızın hangi dönemi olursa olsun, bizi heyecanlandıran bir olayda, duyduğumuz ani bir haberde veya bir yakınımızın bizle paylaştığı bir konuda ilk önce hep olumsuz düşünerek acaba şöyle mi olacak ?
Yoksa daha da mı kötü !
Ben şimdi ne yapacağım ?
Ne oldu !!! gibi cümleler sarf ettiğimizi hatırlarız değil mi?
Neden acaba diye bir durup hiç düşündünüz mü?
Neden ilk hep kötü düşünce?
Şimdi burada bir dakikalığına es verip içselleştirmenizi rica ediyorum.
Evet bu az ya da çok, sürekli veya nadir olabilir ama bir şekilde yaşadık ve bu durumla ilgili bir şeyler yapmadığımız sürece de devam edecek bir süreç. Aslında bu duruma duygusal bulaşma denen bir kavram. İlginç olan şey ise bu duygusal bulaşmayı bir enfeksiyon gibi düşünebilirsiniz. Son dönemlerde tüm dünya gündeminde olan ve hep birlikte yaşadığımız hatta sevdiklerimizi kaybettiğimiz Covit gibi. Covit’in yayılması nasıl oluştu, mahrem bölge dediğimiz bireysel alanımıza aldığımız kişilerden bize bulaşması şeklinde değil mi?
İşte duygusal bulaşmada aynen bunun gibi bize yakın olan ailemiz, arkadaşlarımız ve dostlarımızdan bize buluşan, bulaşan bu enfeksiyonu önce bu bulaşmanın saptanması, tanımlanması ve kontrol altına alınması ile ancak baş edebiliriz.
Aksi takdirde bu Olumsuzluk önyargısı bizde kalıcı hale gelerek, ilk önce evham/kaygı denen kavrama, sonra anksiyeteye, ileri aşaması ise bizi depresyona doğru bir yolculuğa çıkaracak ve kaldı ki bu da sürpriz bir sonuç olmayacaktır.
Şemsi Tebrizi’nin de dediği gibi,
"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Biraz geçmişteki atalarımıza gidecek olursak avcı toplayıcı toplumlardan gelme bir durum olduğunu da aslında anlayabiliriz. O zamanki yaşam koşullarında en ufak bir çıtırtı sesi dahi belki de onun yaşamını sonlandıracak vahşi bir hayvan olabilir düşüncesine dayanıyor. Bu olumsuz düşünce ön yargısının bu günkü yaşantımıza uyarladığımızda aman, eyvah, şimdi ben ne yapacağım gibi bir duruma dönüşmüş şekli.
Kanada da yapılan bir araştırmada 1000 farklı kaygı veya korku kaynağının sadece % 0,001 oda belki gerçek olduğu tespit edildi.. Düşünür müsünüz lütfen, bu olma olasılığı bu kadar düşük bir şey için neden bu kadar olumsuz düşünüp kendi psikolojik sermayelerimizi çürütüyoruz. Psikolojik sermayelerimizi tane tane biriktiriyoruz ama bu duygusal bulaşmalarla çuval çuval sermayelerimizi harcıyoruz.
Sürekli başıma bir şeyler gelecek ve hayatım berbat olacak düşüncesini sürekli bir şekilde hayatımıza misafir etmeye gerek kalmadan, normal bir misafir gibi ağırlayıp, sadece bu duyguları değil tüm duygularının geçici olduğunu düşünerek onları kısa bir süreliğine ağırlamalı ve bizde kaldığı sürece de bu duyguların bize aslında neyi öğrenmemiz gerektiği bilgisini aldıktan sonra bu duyguların misafirliğini kibarca ve şefkatlice , bize öğrettikleri ve yaşamımızla ilgili almamız gereken önlemleri öğrettiği için o duygulara teşekkür ederek uğurlamalıyız.
Psikolojik sermayeleri çuval çuval topladığınız harika günler dilerim.
23.04.2022 Turgay Karabay
Atalarımızdan kalan bu olumsuz düşünceleri ve önyargıları bertaraf edip dengede kalmak ve daha kaliteli nesiller yetiştirmek bizim elimizde.Olumsuz düşüncelerimi ve önyargılarımı teşekkür ederek uğurluyorum.Kaleminize,yüreğinize sağlık 🙏